Cinsel Sorunlar

Cinsellik, yaşamı keyiflendiren, renklendiren, eğlenceli hale getiren; hayatın ve türün devamını sağlamak için olan dürtünün fiziksel yakınlaşma sonucu hissedilen zevk ve haz duygusunun yaşandığı; kendini bir başkasına sunma kararı ile ona sevgi, koruma, güvenme, kendini onunla bir hissetme hislerinin yaşandığı yaşantıların tamamına denir.

Cinsellik, sağlıklı bir şekilde yaşandığında ilişkiyi güçlendirir, fiziksel ihtiyaçlar karşılıklı biçimde doyurulduğunda çiftlerin bağlılığı artar, birine ait olma, sevilme, sahiplenilme duygularını besler. Cinsellik insana sevilmeye değer olduğu duygusunu yaşatır, cinsiyetlerin onaylanmasını sağlar. Mutlu bir cinsel yaşam için karşılıklı güven, sevgi, saygı, sağlıklı bir iletişim, eşitlik ve cinsel eğitim gereklidir. Kısaca cinsellik beden ve ruh sağlığı bütünlüğü için gereklidir.

Cinsel eğitim temel cinsel bilgilerin bilinmesi, kişinin kendisini ve partnerini tanıması açısından önemlidir. Cinselliğin her yaşta nasıl yaşandığını bilmek korku ve suçluluk duygularının engellenmesi açısından da önemlidir. Ergenlik döneminde mastürbasyon yapan bir ergenin, büyük bir suç işlediğini düşünmesi; çift ilişkisinde de suçluluğa dayalı cinsel sorunlar yaşaması buna örnektir.

Cinsel eğitimin yetersiz olması ve doğru bir şekilde verilmemesi Türkiye’de söz konusu bir durumdur. Türkiye’de cinsellik tabu olarak görülür ve pek konuşulmaz, ayıptır, günahtır. Buna bağlı olarak sorunlu bir cinsellik varsa da fark edilmez, fark edilse de konuşulmaz. Kadınlar söz konusu olduğunda bu baskı daha fazladır. Kız çocuklarına çocukluktan-yetişkinliğe suçluluk, korku, endişe, ayıp, günah duyguları aileden ve toplumdan sürekli yüklenir. Hatta ülkemizin çoğu bölgesinde cinsellik sadece erkek içindir, kadının böyle bir talebi kabul bile edilemez. Böyle bir toplumda yetişen kadının cinsel isteksizlik yaşaması kaçınılmazdır.

Cinsel eğitimin eksik olması, kadının cinselliğinden habersiz olmasını beraberinde getirir. Vücudundan, hoşlanacağı şeylerden ve bedeninin bölümlerinden habersiz olan kadın cinselliğe endişeli ve korkulu başlayabilir. Bu da isteksizliğin diğer ayağını oluşturur.

Duygular, davranışları belirler. Bir ötekine hissettiğimiz duygular, davranışlarımızı etkiler. Cinsel istek, belirli bir kişi ile cinsellik yaşama isteğidir. Bu isteğin temelinde sevgi, saygı, beğenme, aşk, arzu gibi duygular yer alabilir. Bunun tam zıttı eşine ya da partnerine hissettiği olumsuz duygular, cinsel isteksizlikle sonuçlanabilir.

Eşler arasındaki iletişim bozuklukları sonucunda kadın erkeğe karşı öfke, kızgınlık, nefret, intikam alma isteği gibi duygular yaşayabilir. Konuşulmayan ve çözülmeyen sorunlar birikir, bilinçdışında gelişen süreç tepkisel olarak eşlerin cinsel hayatlarını olumsuz etkiler. Kadınlar bu süreçte erkeklere göre daha hassastırlar, duyguları daha çok biriktirirler ve cinsel isteksizlikle daha çok sonuçlandırırlar. Kadınların cinsel isteksizliği devam ettikçe erkek zamanla öfkelenmeye başlar, erkeğin bu öfkesini anlayışsızlık olarak değerlendiren kadın daha çok öfkelenir, bu kısır döngü sürer gider.

Olumsuz duygulanımlar çözümlenmedikçe, bastırıldıkça partnerin yanlış kişi olarak algılanmasına sebep olur. ‘Eskiden böyle değildi son zamanlarda bir şeyler oldu.’ ‘ Önceden canım acımazdı ama artık dokunması bile beni öfkelendiriyor, sinirleniyorum.’ ‘ Bundan 3 ay önce her şey yolundaydı, isteyerek yapardık ama şimdi içimden gelmiyor.’ gibi cümleler kuruluyorsa yaşanan olumsuz olaylar cinsel hayatı etkilemiştir. Bu da kadının cinsel isteksizlik yaşamasına sebep olur.

Kadının isteği dışında yaptırılan evlilikler, hele de kadın bir başkasını seviyorsa; zaten partnerine öfke ve kızgınlık hissetmesine sebep olur. Cinsel hayatı doğrudan etkileyecek bir sebeptir.

Doğum sonrası emzirme döneminde, bazı antidepresanların kullanımında, alkol tüketiminin sık olduğu durumlarda kadınlarda cinsel isteksizlik yaşanabilir.

Kadının cinsel isteksizliği partnerine hissettiği olumsuz duygulanımdan kaynaklandığı için biz bu duruma kadın ile erkek arasındaki uyum bozukluğu diyoruz. Çift arasında uyum sağlanırsa, ilişki ve duygulanım düzeltilirse her şey yoluna girecektir. Cinsel isteksizliğe hastalık olarak bakmak kadını çözümsüzlüğe sürükleyeceğinden, bu duruma ilişki boyutundan bakarak çiftin uyum bozukluğu olarak değerlendirirsek sorumluluğu ilişkiye atfetmiş oluruz, bu da çözümü kolaylaştırır. Bu konuda bir cinsel terapistten destek almak birlikteliğiniz için yapabileceğiniz en iyi çözümdür.

web tasarım ajansı iletişim web tasarım ajansı iletişim